Adapazarı ve Hıdrellez kutlamaları.

Adapazarlı sosyal medya kullanıcısı Gönül Keskin, geçmişte Adapazarı’nda gerçekleştirilen Hıdrellez kutlamalarını anlatan bir yazı kaleme aldı. Keskin’in sosyal medya hesabında paylaştığı yazı büyük ilgi çekti. İşte Keskin’in o yazısı:

Çocukluğumda Adapazarı’nda Erenler, Lojmanlar mahalleri Çark deresi kenarı, Sapanca Gölü hıdrellez kutlamaları için tercih edilir, evde yapılmış börekler çörekler, dolmalarla, soğan kabuğuyla renklenmiş yumurtalarla bayram gibi geçirilirdi. İp atlamalar, top oynamalar… unutmadan yazayım o güne has arkadaşlar kardeşler bir örnek aynı kumaştan aynı modelden elbiseler giyerlerdi. Pişti olmak diye bir kavram icat edilmemişti. Bireysellik değil, birlik paylaşımcılık önemliydi. Aynı elbiseyi giyerken kendimizi daha mutlu hissederdik.

Davul zurna, klarnet sesleri olmadan hıdrellez geçmezdi. Ne şenlikli günlerdi.
Adapazarlı Erenlerli arkadaşımın anlattıklarına kulak verin, bakın neler anlatıyor;
“Biz çocukken Erenler tepesinde çok güzel Hıdrellez şenlikleri olurdu, annem günler öncesinden hazırlıklara başlardı, mutlaka keşkek, baklava, cevizli lokum yapılırdı, zaten bütün Erenler köyü hazırlanırdı.

Hıdrellez günü her evin misafirleri olurdu, sevinçle karşılardık.
Eskiden Adapazarı’nın her yerinden Erenler tepelerine şenliklere gelinirdi, toplanma alanıydı, oyunlar oynanır neşe içinde yenir içilir gezilirdi, at yarışları yapılırdı.

Şimdi artık her yer bina oldu ne tepe ne şenlikler kaldı” diyerek eski günlere özlemini üzüntüyle dile getirdi.
Ah o eski baklavalar beyaz olurdu kızartılmazdı değil mi, bahçelerdeki toprak fırınlarda ağır ateşte pişiririlirdi öyle miydi diye sordum.

“Evet öyle ancak ekmek fırınımız ayrı, baklava vb.için ayrı fırınımız olurdu “diye ilave etti. Her bahçede iki toprak fırın olurmuş ekmek ve diğerlerinin pişmesi için. Çift fırın olduğunu hiç gözümün önüne getiremedim demek ki tamamen unutmuşum.
Bizim de akrabalarımız vardı.

Erenler’e gezmeye giderdik. Eski Erenler evleri, çiçekli bakımlı büyük bahçeler içinde çok sevimli, özgün mimariye sahipti. Hani şu odalarında ahşap banyo dolapları olanlardan.
Şimdiki gibi betona gömülmemişti Erenler.
Yemyeşildi heryer, ulu ağaçlar vardı.
Şimdi ara ki bulasın heyhat geride kaldı o günler.