Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

“Şehir Konuşuyor” bu haftaki konuğu Başkan KARAKULLUKÇU oldu.

Yahya Bakır’a konuşan Arifiye

Yahya Bakır’a konuşan Arifiye Belediye Başkanı İsmail Karakullukçu “Siyasetten keyif alıyorum. Siyaset, ciddi anlamda bana keyif ve zevk veriyor. İnsanlarla haşır neşir olmak, onların problemlerini çözme gayretinde bulunmak, topluma hizmet edebilmek, benim için büyük bir nimet. Vatandaşlarımıza hizmet verirken sorunları, çözebildiğimiz veya çözemediğimiz zamanlar oluyor ancak çözemediğimiz de dahi onları dinlemek, hemhal olmak, kıymetli.” dedi.

Yahya Bakır: Öncelikle İsmail Karakullukçu’yu çocukluk ve gençlik yılları ile tanıyabilir miyiz?

İsmail Karakullukçu: Sakarya Arifiye doğumluyum. Babam belediyede memurdu. 7 çocuklu bir ailenin 3. çocuğuyum. Evin ortanca çocuğuydum bu yüzden rahat bir çocukluk geçirdim. Küçük çocuklar getir götür işlerini yaparlar, büyük çocuklar da azar işitirler. Ben ortanca çocuktum ve rahattım. Mücadeleler içerisinde geçen, çok da rahat olmayan bir çocukluk geçirdim. 7-8 yaşlarındayken hayvanlarımız vardı. Arifiye’de kasaba şartlarında Büyükdere dediğimiz bölgede hayvanlarımızı otlatıyorduk. Kendi hayvanlarımızın çobanıydık. Annemin yaptığı yollukları alıp hayvanları otlatmaya giderdik, akşama kadar sırtımızdaki o yoğurt şişesi, sallana sallana tereyağı olurdu ve ihtiyacımızı bu şekilde karşılardık. Annemiz çok güzel buğday ekmeği yapardı.

Y.B- İlkokul ve lise yıllarınız nasıldı?

İ.K- İlkokulu, Arifiye’de Bekir Sıtkı Durgun İlkokulu’nda okudum. O zamanlar ilkokul 5 yıldı ancak biz birinci sınıftan beşinci sınıfa kadar bir öğretmenle okuyamadık, çok fazla öğretmen değiştirdik. Öğretmenlerimiz hayatımızda çok etki etti. Ferize Bayrakçı adında bir öğretmenim vardı. Halen görüşüyoruz, yaşı bizden çok da büyük değildi. Çok sevdiğim halen de sevgiyle bahsettiğim bir öğretmendir. Arifiye Ortaokulu’nu tamamladıktan sonra Arifiye Öğretmen Okulu’nu bitirdim. Arifiye Öğretmen Okulu çok sayıda öğretmeni yetiştirdi ve Türkiye’nin hemen hemen birçok yerinde bu okuldan mezun öğretmenlerimiz mevcut. Zaman zaman bu öğretmenler bir araya geliyor ve ben de katılıyorum. Arifiye Öğretmen Okulu mezunu olmaktan gurur duyuyor ve sık sık bir araya gelerek eski günlerimizi yâd ediyoruz. Bu okulun mezunu olmayı bir ayrıcalık olarak görüyorum. Dünyaya tekrar gelsem bu okulu mezunu olmak için uğraşırdım. Arifiye, öğretmen okulu ve istasyonuyla tanınır. Arifiye istasyonu da çok köklü ve eski olduğu için oldukça bilinmektedir. Arifiye, şu anda sanayisiyle, yeşilliğiyle, Sapanca Gölü’nün bir kısmıyla başka bir seviyeye geldi. En önemlisi de ilçe olmasıdır. Kazanımları da gün geçtikçe çoğalarak artıyor.

Y.B-Üniversite yıllarınız nasıldı?

İ.K- O dönemlerde öğretmenlik eğitim yüksek okullarında oluyordu. Ben de Bolu Eğitim Yüksek Okulu’nu bitirdim. 2 yıl bu okulu devam ettim ve hiç boşluk bırakmadan 1986 yılında öğretmen oldum. İlk görev yerim Kahramanmaraş Topçalı Çakallık köyüydü. O dönemlerde bu köyde elektrik ve su yoktu. Sağ olsun! Rahmetli Cumhurbaşkanımız Turgut Özal 1987 yılında buralara elektrik getirdi. 5-6 yıl öğretmenlik yaptıktan sonra Gazi Üniversitesi Eğitim Yönetimi Denetimi Bölümünü bitirdim. Öğretmenlik yaparken adeta öğrencilik yıllarıma geri dönmüştüm.

Y.B- Eğitim hayatınız, gençlik yıllarınız süresince sizi yönlendiren birileri var mıydı?

İ.K- Aile içerisinde okuyan akrabalarımız, büyüklerimiz bizi okumaya, eğitimde başarılı olmaya yönlendiriyordu. Babam, tüm çocuklarının okumasını istiyordu ve bunun üzerine düşüyordu. Bizi okutabilmek için tüm kaynaklarını seferber ediyordu. Ankara Gazi Üniversitesi Eğitim Yönetimi Denetimi Bölümünü bitirdikten sonra Sakarya Üniversitesi’nde yine Eğitim Yönetimi alanında Yüksek Lisans yaptım. Hayatımda bir yandan da siyaset vardı. Siyasetten keyif alıyorum, siyaset, ciddi anlamda bana keyif ve zevk veriyor. İnsanlarla haşır neşir olmak, onların problemlerini çözme gayretinde bulunmak, topluma hizmet edebilmek, benim için büyük bir nimet. Topluma hizmeti nimet olarak görüyorum, hiçbir zaman görevim süresince “Of buraya da neden geldim!” demedim. Zaman zaman çok sıkılıp bunalsak da hizmet etmeyi nimet olarak görüyorum. Vatandaşlarımıza hizmet verirken sorunları, çözebildiğimiz veya çözemediğimiz zamanlar oluyor ancak çözemediğimiz de dahi onları dinlemek, hemhal olmak, kıymetli.

Y.B- Ankara’da Eğitim Yönetimi Denetimi Bölümü’nü bitirdikten sonra öğretmenliği bıraktınız mı?

İ.K- O dönemlerde yaz tatilinde eğitim programları vardı. Öğretmenler 4 aylık yaz tatili dönemleri içerisinde hızlandırılmış eğitime tabi tutuluyorlardı, bu sayede hem öğretmenlik yaptık hem de okuma fırsatı yakaladık. Kahramanmaraş’tan sonra Arifiye’ye yıllar önce okuduğum Bekir Sıtkı Durgun İlkokulu’na atandım. Orada Öğretmenlik ve Müdür Yardımcılığı görevi yaptım. Şimdi de Belediye Başkanı olarak Arifiye’deki tüm okullara elimizden geldiği kadar fiziki şartları düzeltmek ve öğrencilerin kullandıkları eğitim öğretim araç gereçlerini temin etme anlamında katkılar sağlamaya çalışıyoruz. Öğretmenlikten sonra 1994 yılında Eğitim Müfettişliği sınavı açılmıştı, bu sınava girdim ve müfettiş oldum. İlk görev yerim, Manisa’ydı. 3 yıl orada görev yaptım. 3 yıl sonra tekrar Sakarya’ya döndüm. Sakarya’da müfettişlik yaptım ve Teftiş Kurulu Başkan Yardımcılığı görevinde bulundum. 2006 yılında İstanbul’a müfettiş olarak atandım. 2006 ve 2009 yılları arasında da orada görev yaptım.

Y.B- Siyasete giriş serüveniniz nasıl gerçekleşti?

İ.K- Babam belediyede çalışıyordu. Birkaç kez aday adayı olmuştu ancak kendisine nasip olmadı sonrasında arkadaşlarımın teşvikiyle bizimle ilgili bir süreç başladı. 2004 yılında siyasete girdim, cüzi miktarda bir oyla birinci seçimi kaybettik. Kazanmayı da kaybetmeyi de biliyorum. 2009 yılında tekrar aday oldum. Allah nasip etti ve %53 gibi %68 ve %63 gibi güzel oylarla kazandık. Allah razı olsun bizim millete boyun borcumuz var çünkü her seferinde bizlere çok güzel oylar verdiler. İnsanlar bizlere ve partimize güvendi, itimat etti.

Y.B- Arifiye’de sokaklarda vatandaşlarla, özellikle çocuklarla iç içesiniz. Güler yüzünüz ve samimi insan ilişkilerinizin seçim sonuçlarına yansıdığını düşünüyor musunuz?

İ.K- İnsanlar belediye başkanlarının kendilerine yakın olmasını ve kolay ulaşılabilir olmalarını istiyor. Sıkıntılar çözülür, çözülmez ancak vatandaş her derdini, herhangi bir tepki görmeden anlatabileceği, sırdaş olabileceği bir yöneticilik bekliyor. İnsanların tüm derdini çözebileceğiz diye bir kaide yok, o gayreti ve samimiyeti göstermek bizim partimizin de sloganıdır ki; idarecilikte; tevazu, samimiyet, gayret göstermek, mücadelemizi bu yolda vermek her şeyden önemlidir. Hakeza Arifiye’nin bütün işlerini bitirmek, tüm sorunlarını çözmek mümkün değil. Bitirsek bile yeni ihtiyaçlar doğacaktır. Benden önce nasıl ki birçok belediye başkanı geldiyse benden sonra da gelecektir. İnşallah vatandaşımız güzel, tevazulu insanlarla hemhal olur. Arifiye’de yaşayan insanlarımız da bu şekilde düşünüyor. Vatandaş, bu gayreti gördüğünde parti gözetmeksizin hak edilen değeri en güzel şekilde veriyor. Evet partimiz çok güçlü ancak parti dışından da insanlar bu tür gayretleri gördüğünde gerekli desteği veriyor.

Y.B- İnsanlar sizi güler yüzlü olarak adlandırıyor, güler yüzlü olmanın bir sırrı var mı?

İ.K- Güler yüzlü olmak, yapımla alakalı. Annem de babam da hayata olumlu bakarlardı. İkisi de sürekli insanlara bir şeyler verip onlara bir şeyler katma peşindeydi. Hayata bakış açıları böyleydi. Rahmetli Aziz Duran; 2009 yılında son döneminde o, giderken biz geliyorduk ve o dönemde “Gülen Başkan, Gülen Başkan” diyerek sloganlar atıyorduk. Rahmetli Aziz Duran da bizlere “İnşallah 5. yılın sonunda da gülersin!” diyordu. Belediye başkanlığının zor ve sıkıntılı kısımlarına binaen böyle bir laf etmişti.

Y.B- Eğitim öğretim yıllarınızı, çocukluğunuzu geçirdiğiniz bir ilçede belediye başkanlığı yapıyorsunuz Arifiye sokaklarında gezerken ne hissediyorsunuz?

İ.K- Her şeyden önce Arifiye sokaklarında gezerken çok huzurluyum. Belediye başkanı olmadan önce dostluk kurduğumuz insanlara hizmet ve önderlik ediyoruz. Bir belediye başkanına yaşını sorduğunuzda, ben şu şekilde bakıyorum; 90 yaşındayım diyebilirim. Neden böyle söylüyorum, benim üzerimde 90 yaşındaki insanın da oyu var; 18 yaşındaki gencin de oyu var. Hem 90 yaşında gibi hem de 18 yaşında gibi düşünmek zorundayız. Belediyeler makamda değil, sokakta belediyedir. Makamda, en güzel koltuklarda oturabilirsiniz ancak belediye; sokakta, pazarda, park ve sosyal donatı alanlarında belediyedir. Belediye buradaki şartları iyileştirirse gerçek manada belediye olur. Belediye başkanlığı makamını iyileştirmek hiçbir şeyi çözmüyor, elbette ki eksiklerimiz olacak ancak yapacağımız hizmetleri tam manasıyla, üzerine koyarak yapmalıyız. Arifeyi, belirli bir noktadan başka bir noktaya getirdik mi? Evet, getirdik! Ancak daha iyi yerlere gelebilir mi? Tabii ki gelebilir. Kalan görev sürecimizde de daha iyi yerlere gelebilmesi adına çalışmalar yürüteceğiz. Bir anımı anlatmak istiyorum. 2 yıllık belediye başkanıydım. Belediyenin önünde bir kaldırım çalışması yapıyorduk. Çalışmayı yaparken biri gelip kaldırımı 2 metre daha yola yakın yap dedi. Tamam, Hacı Amca! Dedim. Başka biri geldi ve 1 metre geri yap, dedi. Biraz sonra diğer bir kişi gelip biraz yüksek yap, dedi. 15 kişi, hilafsız her biri farklı bir yorumda bulundu 16. kişi geldiğinde baktım buna laf söyleyebilirim, diye düşündüm. O da yanıma geldi ve bir şeyler anlatmaya başladı. Sonra ona Hacı Abi, senden önce 15 kişi geldi, her biri ayrı bir şey söyledi. Bu gördüğünde benim fikrime göre yapılan dedim. Yani önemli olan milleti dinleyip kendi çalışmanızı, doğru ve uygun olanı yapabilmektir. Bu şekilde hareket edildiğinde istişare, doğru manada gerçekleştirilmiş oluyor. Herkes farklı bakış açılarıyla olayları değerlendiriyor bu yüzden belediye başkanlarımızın gezmesi lazım. Farklı farklı yerlerdeki hizmetleri gezip görmeleri, gezdikten sonra gördüklerinin üzerine koyarak, geliştirerek kendi memleketine getirmeliler. Her şeyden önce belediye başkanlarının kendi memleketlerine iyi tanıması gerekli. Memleketimizin neye müsait olduğunu, ne yönde ilerletebileceğinizi iyi bilmeliyiz. Hangi alanda ilerlerseniz ilçeye, memlekete katkı sağlayabiliriz düşüncesiyle hareket edilmeli. Arifiye’ye baktığımızda yapı itibari ile sanayi kenti özelliğini gösteriyor, Arifiye, Birinci Organize Sanayi ve Türkiye’nin, dünyanın önemli fabrikalarını sınırları içinde barındırdığı için sanayi kenti özelliği gösteriyor. Bizim de bu alanlarda ilçemizi geliştirmek adına faaliyetler yürütmemiz de fayda var. İlçemize iyi tanıyıp kendi iç dinamiklerini iyi görerek ne yönde geliştirebileceğimizi karar verip o yönde ilerleyeceğiz. Arifiye’de; eğitim, istasyon, süs bitkiciliği ve çok fazla ekleyebilir araziler mevcut. Yapı itibariyle de içimizde bu işle iştigal eden, uğraşan çok insanımız var. Çok geniş bir alana ekim yapılıyor. Arifiye bu anlamda önemli bir yerde ancak fuar anlamda bakıldığında Sapanca’da fuarımız kuruluyor. Alan ve tanınırlık özelliği fazla olduğu için Sapanca tercih ediliyor. Birçok insan Arifiye’nin Sapanca Gölü’ne kenarı olduğunu bilmiyor. Bir gün Sapanca Gölü kenarındayken bir valimiz gelip “Burası ne gölü?” diye sorduğunda şöyle; espriyle karışık bir yanıt vermiştim. Burası Arifiye Gölü. Karşı tarafı göstererek orası da Sapanca Gölü.” demiştim.

Y.B- Organize Sanayi Bölgesinin ve büyük firmaların Arifiye sınırları içerisinde olmasının ilçeye katkıları nelerdir?

İ.K- İlçemizde bu fabrikalarda çalışan çok insanlar var ancak bu organize sanayi kuruluşlarının aradığı eleman olabilmek çok önemli. Düz işçinin yanı sıra herkes eğitimli bir kitle ve oralarda çalışma azmi gösterecek, sebat edecek kişiler aranıyor. Gençlerimiz; çalışkan, verimli, vatanını milletini seven, bir yerlere gelme gayreti içerisindeler ancak bu saydığımız özelliklerin eğitimle biraz daha düzeltilmesi gerekiyor. Arifiye’de 25.000 çalışanımız var. İş bulma konusunda Arifiye biraz daha şanslı. 25.000 çalışanın her biri daha çok ekonomik seviyeleri yüksek olan kuruluşlarda çalışmak istiyor. İnsanlar ekonomik şartları iyi olmayan yerlerde çalışmaya pek sıcak bakmıyorlar. Birinci Organize Sanayi’de şu anda 10.500 çalışanımız var. Kapasite 15.000 Küçük Sanayi Sitemizde Eskişehir Sanayi, Hanlı Sanayi, Artvin Sanayi dediğimiz bölgelerde 3500’e yakın küçük ölçekli kuruluşlarımız mevcut. Organize sanayinin dışındaki Toyota Fabrikası’nda 6000 çalışanımız, Goodyear Fabrikası’nda 800-1000 arası, Otokar Fabrikası’nda 1000-1200, Tırsan Fabrikası’nda 1000-1200 kişi aralığında beyaz yaka ve mavi yaka olmak üzere çalışanlar mevcut ve bu çalışanların oluşturduğu bir dinamik var. Bu sebeple Arifiye hızla göç alan bir ilçe. En hızlı gelişen yerlerden biriyiz. 5 yılda hemen hemen 8000’e yakın nüfus artışı yaşadık.

Y.B-Arifiye’de 12 yıllık görev süresince neler gerçekleştirdiniz?

İ.K- 12 yıldır Arifiye’nin belediye başkanıyız. 12 yıl önceye dönersek Arifiye’de yaşayan insanların beklentileri neydi, bunu görmemiz lazım. Kazandıklarımızı çok çabuk unutuyoruz. En büyük payeyi ilçe olmakla verdik. Arifiye, Nehirkent, Hanlı beldelerini birleştirerek o dönemdeki belediye başkanlarımızın ortak kararıyla gerek o dönemdeki Hanlı Belediye Başkanımız Ali Afacan, gerek Nehirkent Belediye Başkanı Rıdvan Sezer’in gerekse Arifiye

Belediye Başkanı Yusuf Çelebi’nin birlikte mücadeleleri ile buna ek olarak o dönemdeki Milletvekillerimizin, İl Başkanının hepsinin gayretleriyle güzel bir ilçe oluştu. Bu 3 beldenin kaynaştırılması gerekiyordu ve biz de bu süreci oluşturmakla ilgili çabaladık. Buralardaki tüm insanların Arifiyeliyim diyebilmelerini sağlamak, aidiyetlik duygusuna erişmeleri için çalıştık. Bu kaynaşmanın 12 yıllık süreçte sağlandığına inanıyorum. Arifiye bir geçiş yeri olduğu için merkezi yoktu. Yol boyu ticaret özelliği gösteriyordu. Merkez neresi diye sorulduğunda söylenebilecek bir yer yoktu. Bu anlamda Büyükşehirle birlikte kent meydanı, kültür merkezini yaptık ve bir merkez oluşturmaya çalıştık. Bu, çok önemli bir kazanım oldu yine 12 yıl önce tüm insanların dilinde üniversitenin bir bölümünü Arifiye’ye kazandırmayla ilgili bir düşünce vardı. Geldiğimiz noktada ilçemizde Meslek Yüksek Okulu açıldı. SUBU’nun Ziraat Fakültesi ve Dil Merkezi artık Arifiye’de. Eğitim kurumları bulundukları çevreye kısa sürede etki göstermez. Uzun vadede kazanımlar sağlar ancak buna bir noktadan başlanılması gerekir ve biz başladığımızı düşünüyoruz. Şehrin dinamikleri ile birlikte Milletvekillerimiz, Genel Başkan Yardımcımız, Rektörümüz, İl Başkanlarımızla birlikte bir yerlerden başladık. Arifiye’nin merkezinde mezarlık problemi vardı. Cenazeyi defnedecek yer aramak ciddi anlamda sorun oluşturabilir. Bu anlamda bir mezarlık alanı ihdas ettik. Sapanca Gölü kenarında Gölbaşı dediğimiz, insanların gidip piknik yapabileceği, spor yapabileceği, yüzebileceği bir ortam oluşturabilmekle ilgili benden önceki belediye başkanlarının idealleri vardı. Bize nasip oldu. Oraya insanların aileleriyle birlikte gidebileceği, huzur bulabileceği bir ortam oluşturduk. Geride bıraktığımız 12 yıllık süreci dolu dolu geçirdiğimize inanıyor, hizmet yolunda ilerlediğimi düşünüyorum. Bu süreç içerisinde “En iyi yaptığın iş nedir?” diye soracak olurlarsa Arifiye’de hiçbir yeri yeniden imara açmadım ancak önceden imara açılmış yerleri imar kanunu 18. madde uygulamasıyla, bu maddeye göre yatırım yapılabilir hale getirdik. Gerek sanayi kuruluşlarının konut alanlarına gerek park bahçeleri ve okul gibi resmî kurumların imar planında var olan yerlere bina yapılabilir hale getirmek çok önemliydi ve bunu yapmaya çalıştık. Hemen hemen 40- 50 bölgede 10.000 dönüm arazide imar 18 uygulaması yaptık. Bugün park yapılıyorsa bu 18. madde doğrultusunda gerçekleştiriliyor. Arifiye’de yeni yollar açılabiliyorsa, bu da 18. madde uygulaması sayesindedir. Bu sayede insanların arazileri de değerlendi ve yatırım yapılabilir hale geldi. Dede mülklerini paylaşma şansını buldu. İnsanlar ya evini ya da parasını aldı, huzursuzluk ortadan kalktı. Belediye başkanları, memleketlerini geliştirip yaşanabilir hale getirmek ve adalet sağlamak istiyorsa bu tür çalışmaları gerçekleştirmeleri gerektiğine inanıyorum. Ben bu şekilde yaptım ve 3 yıllık kalan sürecimde de buna devam edeceğim.

Y.B- Herhangi bir spora ilginiz var mı?

İ.K- Her çiçekten bal alır gibi farklı farklı sporlar yaptım. Güreş, futbol, masa tenisi bunlardan bazıları. Hemen hemen birçok spor branşını deneme fırsatım oldu. Ortaokulda okulumuz kendi içerisinde müsabakalar, etkinlikler düzenlerdi. Yaz ve bahar etkinlikleri çerçevesinde ben de güreş anlamında ortaokulun, o dönemdeki birincisiydim. İmam Hatip Lisesi’nde okuyan bir abimin de etkisinde kalmıştım. Üniversitede de bir süre güreşler yaptık ancak bunların hepsi amatör çerçevesindeydi.

Y.B- İsmail Karakullukçu’nun iş disiplini ve aile hayatı nasıldır?

İ.K- Sabahları erken kalkarım. İşime zamanında gitmeyi, işi işte bitirmeye özen gösteririm. En büyük prensibim budur. Aileme zaman ayırmaya çalışırım, İki İnşaat Mühendisi oğlum var. Çocuklarımdan çok memnunum. Sağ olsunlar, hiçbir zaman yüzümüzü kızartmadılar. Belediye başkanı babamız var, deyip böbürlenmediler, bunu fırsata çevirmeye çalışmadılar.

Y.B- Arifiyeli vatandaşlarımıza ileteceğiniz bir mesaj var mı?

İ.K- Arifiye gerçekten ulaşımı, doğası, gölü ve nehri ile ayrıcalık gözetilmiş bir ilçe. Orada doğdum, büyüdüm. Babam, dedem oralıydı. Dedem 1930 ve 1939 yılları arasında Arifiye’de ömrü yettiğince orada muhtarlık yapmış. Tüm vatandaşlarımızın memleketimizi sevmesi ve aidiyet duygusuyla bağlanması gerektiğini düşünüyorum. Arifeyi geliştirmek ve daha yaşanılabilir bir hale getirmek için herkesin mutlaka üzerine düşen birtakım görevleri var ve bu görevleri yerine getirdiklerine inanıyorum. Bizlere itimat edip güvensinler tevazuuyla, samimiyet ve gayretle Arifiye’yi bireysel menfaatler dışında, toplum menfaatleri çerçevesinde aldığımız yerden daha ileriye getirebilmeyle ilgili tüm mücadeleleri vereceğiz. Memleketimizde yaşayan tüm insanlar en iyiyi hak ediyor. Tabii ki eksikler var, eksikleri de zaman içerisinde ekonomik şartlar elverdiğince düzelteceğiz. Tüm Arifiye ve Sakaryalı vatandaşlarımıza selam ve saygı sunuyorum.

Y.B- Başkanım, çok teşekkür ediyoruz.

İ.K- Ben teşekkür ederim.

 

avcılar escort antalya escort ataköy escort ataşehir escort avrupa yakası escort bahçelievler escort bahçeşehir escort bakırköy escort beşiktaş escort beylikdüzü escort bodrum escort bursa escort eskişehir escort etiler escort fatih escort gaziantep escort halkalı escort izmir escort izmit escort kadıköy escort kartal escort kayseri escort kocaeli escort konya escort kurtköy escort kuşadası escort maltepe escort mecidiyeköy escort mersin escort pendik escort samsun escort şirinevler escort şişli escort taksim escort ümraniye escort denizli escort diyarbakır escort istanbul escort nişantaşı escort

YASAL UYARI : Site içeriğinin kaynak ve link belirtilmeden yayınlanması yasaktır.