Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

Ahmet Alşan Böyle Seslendi.Kızım Feyzanur Alşan İçin Duanlarınızı Bekliyorum.

Mahallemiz Halkından Ahmet Alşan’ın Biricik Kızı Feyzanur Alşan’ın 2 Senedir Kemik Kanseri Hastalığı İle Mücadelesi İlerleyerek Lösemi Teşhisi Konuldu Ve Sakarya Eğitim Araştırması Hastanesindeki Tedavisi İstanbul medikalpark hastanesi Göztepe kampüsünde devam edildiğini bildirerek zor ameliyatlar geçirdiğini ve sosyal medyada paylaşımında kızıma dualarınızı bekliyorum dedi.

Mahallemiz Halkından Ahmet Alşan’ın
Saygıdeğer arkadaşlar yaklaşık kızımın 2.5 sene osteasarkom kemik kanseri tedavisi üç aydır da lösemi tedavisi görüyor geçen hafta beyninden iki adet tümör alındı halen İstanbul medicalpark Göztepe kampüsünde tedavisine devam ediliyor bilginize dualarınızı bekleriz sevgi saygı ve muhabbetle Allah cc emanet olun dedi.

Değerli Kışlaçay Köyü Halkı…

Köyümüz halkından Ahmet Alşan ın kızı kardeşimiz Feyzanur Alşan 2,5 yıldan beri tedavi görmektedir bu süre zarfında herkes tarafından maddi ve manevi destek verilmekte.Gelen bilgiler doğrultusunda Maalesef kardeşimizin Kemik Kanseri Ve Lösemi  tedavisi için   İstanbul medikalpark hastanesi Göztepe kampüsünde devam etmektedir.

Daha önce yaptığımız gibi Yeniden destek kampanyası başlatıyoruz yardım etmek isteyenlerin aşağıda hesap bilgilerine ödeme yapmalarını rica ederiz..

KIŞLAÇAY KÖYÜ GENÇLİĞİDE SEFERBER OLUYOR.

Değerli KIŞLAÇAY GENÇLİĞİ:
Köyümüz insanlarından Ahmet Alşan’ın kızı tedavi görmektedir . Çok fazla maddi ihtiyaçları olacağını düşündüğümüzden Gençlik olarak maddi yardımda bulunmak istiyoruz denildi..

Lösemi Nedir?

Lösemi en sade ifadesiyle kan kanseri olarak ifade edilebilir. Kemik iliğinde bulunan kök hücrelerin çeşitli sebeplerden dolayı gelişiminin duraklaması ve kontrolsüz bir şekilde çoğalması sonucu oluşan kan kanseri öncelikli olarak kemik iliğine ve daha sonra da tüm organlara yayılabilir.

Kemik iliği alyuvar, lenfositler gibi akyuvar ve platelet (trombositler) gibi kan hücrelerinin yapıldığı süngerimsi bir dokudur. Bu hücreler kemik iliğinde yapıldıktan sonra kana karışırlar. Beyaz kan hücreleri bağışıklık sisteminin en önemli parçalarından biridir. Bir yandan vücudu virüslerin ve bakteri, mantar veya parazit gibi yabancı mikroorganizmaların işgaline karşı korurken bir yandan da vücutta kanserleşme eğilimindeki hücreleri tespit ederek onların ortadan kaldırılmasını sağlarlar.

Kemik iliğinde üretilen diğer hücrelerin aksine beyaz kan hücreleri, lenf nodu, dalak ve timus gibi diğer çeşitli organlarda da üretilebilirler.

Tedavi edilmediğinde ciddi problemlere yol açan ve ilerleyici bir hastalık olan lösemi olgunlaşan akyuvarların kontrolsüz artışına bağlı olarak gelişirse daha yavaş bir seyir izler.

Olgunlaşmamış akyuvarların kontrolsüz üretimine bağlı olarak gelişen kemik iliği kanseri ise hızlı bir şekilde ilerler ve 1-2 ay içinde klinik bulgular oluşturabilir.

Lösemi Çeşitleri Nelerdir?

Hastalığın seyrine göre kan kanseri, akut ve kronik olmak üzere ikiye ayrılır. Hızlı seyreden ve kısa süre içerisinde klinik bulgu ve belirtiler veren lösemi çeşidi akut, yavaş ilerleyen ve uzun yıllar içinde gelişen lösemi çeşidi ise kronik lösemi olarak adlandırılır.

Akut lösemilerdeki kanser hücreleri kronik lösemilerdeki kanser hücrelerine göre daha az olgun, hızlı çoğalan ve kemik iliğini işlevsiz olarak hızla terk eden hücrelerdir. Bu fonksiyonsuz hücreler blast olarak isimlendirilir. Akut lösemilerde blast hücrelerinin hızlı çoğalması sonucu kemik iliğindeki diğer sağlıklı hücreler için gerekli yaşam alanlarını da işgal ederek belirtilerin kısa süre içerisinde meydana gelmesine neden olur.

Her iki çeşit lösemi türü de beyaz kan hücresinin çeşidine göre ikişer kola ayrılır. Beyaz kan hücresi myelosit ise myeloid lösemi, lenfosit ise lenfoblastik lösemi olarak nitelendirilir. Bu lösemi çeşitlerine ek olarak çok daha az görülen juvenil miyelomonositik lösemi, kronik miyelomonositik lösemi, myelodisplastik sendrom, myeloproliferatif hastalıklar ve tüylü hücre (hairy cell) lösemi gibi farklı lösemi çeşitleri de vardır.

Yetişkinlerde yaygın olarak akut miyeloid ve kronik lenfositik lösemi görülür. Çocuklarda lösemi genellikle miyeloid ve akut miyeloid lösemi (AML) olarak kendini gösterir. Akut lösemi, gelişimini tam olarak tamamlayamamış lökositlerle karakterize kemik iliği kanserini ifade etmek için kullanılan bir terimdir.

Lösemiler genel olarak 4 temel alt kategoride incelenir:

  • Akut Lenfoblastik Lösemi (ALL)

ALL, ilkel ve lenfoid kökenli beyaz kan hücrelerinin (blastlar) gelişimini tamamlamadan kontrolsüz çoğalması sonucu oluşan kan kanseri türüdür. Çocuk lösemi hastalarının yaklaşık olarak %80’i bu grupta yer alır. Yetişkinler için ise bu oran %20 civarındadır. Bu tür lösemilerde 5 yıllık sağkalım oranları %68 olarak tanımlanır.

  • Akut Myeloid Lösemi (AML)

Myelositik kökenli blastların kontrolsüz çoğalması sonucu oluşan AML, özellikle 20’li yaşlarının başındaki gençlerde tespit edilen lösemilerin yaklaşık olarak yarısından sorumludur. Yetişkinlerde ise en sık tespit edilen akut lösemi türü AML’dir. Bu lenf kanseri türü için 5 yıllık sağkalım oranı %26 civarındadır.

  • Kronik Lenfositik Lösemi (KLL)

Lenfoid kökenli beyaz kan hücrelerinin olgunlaşmasını tamamlamasının ardından kontrolsüz şekilde çoğalmaya başlaması KLL ile sonuçlanır. Bu hücreler fonksiyon göstermekten yoksun olup, KLL en sık olarak 60 ve 70 yaş arasındaki bireylerde ortaya çıkar. Bu lösemi türü için öngörülen 5 yıllık sağkalım oranı %83’tür.

  • Kronik Myeloid Lösemi (KML)

Özellikle 25-60 yaş arasındaki bireyleri etkileyen kan kanseri türü olan KML, myeloid kökenli hücrelerin çoğalması sonrası meydana gelir. Bu lösemi türü için 5 yıllık sağkalım oranı ise %67’dir.

Lösemi Belirtileri Nelerdir?

Diğer kemik iliği hastalıkları belirtileri ile benzerlik gösteren löseminin en belirgin bulguları arasında kansızlığa bağlı olarak gelişen halsizlik, solgunluk, çabuk yorulma ve nefes darlığı bulunur.

Bağışıklık sisteminin zayıflaması nedeniyle ortaya çıkan enfeksiyonlar ve trombositlerin etkilenmesine bağlı olarak oluşan burun, diş ve diş eti kanamaları, cilt altında beklenmedik kanamalar, morarmalar ve cilt üzerinde toplu iğne başı büyüklüğünde kırmızı döküntüler (peteşiler) lösemi belirtileri arasında yer alır.

İştahsızlık, kilo kaybı, gece terlemeleri, tedavi ile kontrol altına alınamayan ateşli enfeksiyonlar, kemik ağrıları, boyun ve koltuk altı lenf bezlerinde büyüme, diş etlerinde ve karında şişlikler ise özellikle akut lösemi belirtileri arasında kabul edilen bulguları oluştururlar.

  • Çocuklarda Lösemi Belirtileri

Çocukluk çağında görülen kanser türlerinin yaklaşık %30’unu oluşturan lösemi, genellikle 2-5 yaş ve 5-10 yaş arası çocuklarda daha yaygın olarak görülür. Yeni doğan bebekler yaşamının ilk 6 – 8 ayında anne sütünden aldıkları bağışıklık desteğini kullanıp, bu dönemden sonra 2 yaşına kadar kendi bağışıklık sistemini düzenlerler. Bu dönemde geçirecekleri viral enfeksiyonlar lösemi kanserini tetikleyebilir.

Bu yaşlarda oluşan raşitizm ve bu hastalığa bağlı olarak gelişen D vitamini eksikliği kan kanseri oluşumunu destekleyici rol oynar. Bu nedenle çocukları uygun hava koşullarında ve doktorunun önerdiği saatlerde güneşe çıkarılması oldukça önemlidir.

Çocuklarda yaygın olarak görülen lösemi belirtileri:

  • Solgun bir cilt rengi
  • İştahsızlık ve buna bağlı olarak gelişen hızlı kilo kaybı
  • Uzun süren ateşli enfeksiyonlar
  • Vücutta morluklar ya da bezeler oluşması
  • Karında şişlik
  • Eklem Ağrıları

Lösemi hastalığının seyri sırasında kemik iliği dışında diğer doku ve organların tutulması sonucunda da bir takım belirtiler meydana gelebilir. Örnek olarak merkezi sinir sistemine kanserin metastaz yapması (sıçraması) sonrasında baş ağrısı, bulantı, kusma ve nöbet gibi çeşitli belirtiler oluşabilir.

Lösemi, merkezi sinir sistemi dışında akciğerler, sindirim kanalı, kalp, böbrek ve testislere de yayılım göstererek bu bölgelere has şikayetlere neden olabilir.

Lösemi Neden olur, Risk Faktörleri Nelerdir?

Lösemi, tanı alan kanser hastalıklarının sıklığı sıralamasında 15. sırada yer alan kötü huylu hastalıktır. Kansere bağlı ölümlerde ise 11. sıradadır. Erkeklerde kadınlara göre 1,5 kat daha sık görülür ve lösemi erkek hastalarda daha ölümcül seyretme eğilimindedir. Lösemi türüne göre oluşum nedeni ve risk faktörleri değişkenlik gösterebilir.

AKUT LENFOBLASTİK LÖSEMİ İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ

ALL, altta yatan nedeni kesin olarak ortaya konulamamış bir lösemi türüdür. Nükleer patlama bölgelerine yakın alanlarda yaşayan kişilerde oluşan yüksek radyasyon nedeniyle ALL türü lösemiye bir yatkınlık söz konusudur. Radyasyona maruziyet konusunda dikkat edilmesi gereken en önemli grup anne adaylarıdır.

Sigara dumanı içerisinde bulunan benzen gibi kimyasal maddeler ve kanser tedavisinde kullanılan çeşitli kemoterapi ilaçları da ALL türü lösemi gelişimi ile ilişkili durumlar arasında değerlendirilir.

HTLV-1 ve EBV virüsleri ile enfekte olan kişilerde ALL gelişme riskinde bir artış söz konusudur. Enfeksiyon hastalıkları dışında Down sendromu, klinefelter sendromu, fanconi anemisi ve nörofibromatozis gibi rahatsızlıklara sahip kişilerde de ALL görülme riski artmıştır.

AKUT MYELOİD LÖSEMİ İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ

AML, kemik iliğinde bulunan kök hücrelerin gelişme ve bölünme ile ilgili DNA kısımlarındaki mutasyonlar ve anormallikler sonucunda meydana gelen lösemi türüdür. Bir kişide AML ortaya çıkma ihtimali yaşla birlikte artış gösterir. AML için ortalama tanı yaşı 68’dir. Erkeklerde daha sık olarak tespit edilen AML için sigara dumanına maruziyet, myelodisplastik sendrom ve down sendromu gibi rahatsızlıklar birer risk faktörü olarak kabul edilir.

KRONİK LENFOSİTİK LÖSEMİ İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ

Günümüzde henüz KLL gelişiminin altta yatan kesin nedeni ortaya konulabilmiş değildir ancak 50 yaşın üzerinde olmak, erkek cinsiyet, savaşlarda kullanılan kimyasal ajanlara maruziyet ve ailede bu hastalığa yakalanmış başka bireylerin varlığı KLL gelişimi için birer risk faktörü olarak değerlendirilir.

KRONİK MYELOİD LÖSEMİ İÇİN RİSK FAKTÖRLERİ

KML, genetik mutasyonlar sonucu oluşan lösemi türüdür ancak bu mutasyonları neyin ya da nelerin tetiklediği henüz tam olarak anlaşılmış değildir. Bu genetik mutasyonlar bireyin hayatında sonradan oluşan anormalliklerdir. Kişi bu hastalık ile ilişkili genleri ebeveynlerinden almaz.

İnsanlarda toplam 23 çift kromozom mevcuttur. 22 ve 9 numaralı kromozomlar arasında meydana gelen parça değişimleri ile 22 numaralı kromozom normalden kısa, 9 numaralı kromozom ise normalden uzun hale gelir.

Mutasyona uğramış 22 numaralı kromozom Philadelphia kromozomu olarak isimlendirilir ve KML hastalarının %90’ında tespit edilebilir. Philadelphia kromozomu üzerindeki BCR-ABL geni kan hücrelerinin kontrolsüz şekilde çoğalmasını tetikleyerek KML gelişimine neden olur.

Lösemi Tanısı Nasıldır?

Lösemi tanısına yönelik olarak istenilecek tetkikler ve yapılacak uygulamalar çok sayıda ve oldukça zaman alıcıdır. Birçok test kullanılmasındaki amaç hastalığın türünün ve evresinin tam olarak ortaya konmasını sağlamaktır.

Hekim tarafından gerçekleştirilen fizik muayene sırasında anemiye bağlı olarak oluşmuş soluk görünüm, büyümüş lenf nodları, dalak ve karaciğer büyümesi gibi lösemiye işaret eden belirtilerin varlığı incelenir.

Tam kan sayımı, metabolik ve biyokimyasal değerler, karaciğer fonksiyon testleri ve hastanın pıhtılaşma ile ilgili değerleri lösemi tanısında faydalı tetkikler arasında yer alır. Bu testlere ek olarak periferik kan yayması ve kemik iliği örneğinin incelenmesi lösemi için tanısal değere sahip önemli uygulamalardır.

Akut lösemi tanısı için kemik iliği aspirasyon biyopsisi gerekli ve önemli bir testtir. Kronik lösemilerde ise periferik kan değerlendirilmesi genellikle yeterli kabul edilir ve bu kişilerde ileri biyopsi girişimlerine gerek duyulmayabilir. KML hastalığında genetik tanı yöntemleri kullanılarak BCR-ABL geni tespit edilebilir.

Kemik iliği testi genellikle hastanın kalça kemiğinden gerçekleştirilir. Uzun bir iğne vasıtası ile bu kemikten alınan kemik iliği örneği laboratuvara gönderilerek kanser hücrelerinin varlığı değerlendirilir.

Lösemi Tedavisi Nasıldır?

Löseminin tedavi edilebilmesi için öncelikli olarak türünün belirlenmesi gerekir. Basit bir tam kan sayımı ile kanda kanser belirtileri saptanır. Kanda blast adı verilen kanser hücrelerinin artışına bağlı olarak lösemi tanısı konur.

Kemik iliğinden alınan biyopsi ise kemik iliğinin kanser hücreleri ile tutulup tutulmadığını gösterir. Tedavide önemli olan nokta ise löseminin alt türünün belirlenmesidir. Löseminin alt tiplerine göre tedavi yöntemi değişiklik gösterir.

Lösemi tedavisinde ilk akla gelen yöntem kemoterapidir. Kemoterapi ilaçları, lösemiye neden olan kanser hücrelerinin ortadan kaldırılmasını sağlayan kimyasal ilaçlardır. Lösemi çeşidine göre kemoterapide kullanılacak ilaçların türü, dozu ve uygulama yolu da değişiklik gösterir.

Radyoterapi (ışın tedavisi), yüksek enerjili ışınlar kullanılarak lösemi hücrelerini harabiyete uğratır ve büyümelerini engeller. Radyasyon tedavisi vücudun sadece bir bölümüne veya tamamına uygulanabilir. Radyoterapi aynı zamanda kök hücre nakline hazırlık aşamasında da başvurulan bir yöntemdir.

Biyolojik ajanlar ve immünoterapi ilaçlarının bu hastalarda kullanılması ile kişilerin kendi bağışıklık sistemlerinin kanser hücrelerini tanımasını sağlamak amaçlanır. Kötü huylu hücreleri bu ilaçlar sayesinde daha sık olarak tespit eden savunma hücreleri, kanser hücrelerinin ortadan kaldırılmasını sağlar.

Genel olarak kabul gördüğü şekilde lösemi hastalarında en etkili tedavi yöntemlerinin başında kemik iliği nakli gelir. Kök hücre nakli olarak bulunan bu yöntemde hastanın kendi sağlıklı iliği veya doku uyumu sağlayan kardeş, yakın akraba ya da bağışçılardan ilik nakli yapılabilir.

Kemik iliği naklinin amacı kişideki hastalıklı kemik iliğinin sağlıklı kemik iliği ile değiştirilmesidir. Bu işlem öncesinde hastaya yüksek dozda kemoterapi ve radyoterapi verilerek hastalıklı kemik iliğinin tamamen ortadan kaldırılması sağlanır. Daha sonrasında hastaya kan yapıcı kök hücrelerin infüzyonu yapılır ve sağlıklı kemik iliğinin yeniden oluşturulması amaçlanır.

Kemik iliği nakli büyük medikal prosedürlerden biri kabul edilir ve ilik nakli yapılacak kişide ani kan basıncı düşmesi, baş ağrısı, bulantı, kusma, ağrı, nefes darlığı,ateş ve üşüme titreme gibi yan etkilere neden olabilir. Bu belirtiler dışında daha ciddi seyirli kemik iliği nakli yan etkileri de mevcuttur. Bu ciddi yan etkilerin ortaya çıkmasında kişinin yaşı, genel sağlık durumu, tedaviyi hangi hastalığa bağlı olarak aldığı ve transplantasyonun türüne göre değişkenlik gösterir.

GVHD (donörün alıcıya karşı hastalık oluşturması), vericinin kan hücrelerinin alıcının vücudundaki hücrelere karşı mücadeleye girişmesini tanımlayan önemli bir sağlık durumudur. GVHD dışında, nakil reddi ve iç organ hasarı veya kanamalar da nakil sonrası oluşabilecek ciddi yan etkiler arasında yer alır.

Lösemi için yapılacak tedavi planlamasını hematoloji onkoloji uzmanı hekimler tarafından gerçekleştirilir. Bir onkoloji hastanesi seçilip tedavinin planlanması hem löseminin tipini hem de hastaya özgü faktörlere göre değişkenlik gösterebilir.

Kemoterapi tedavisi sırasında özellikle akut lösemi hastalarında bu ilaçlara ek olarak destek tedavisinin verilmesi oldukça önemli bir konudur. Kemoterapi ilaçları ile hastanın normal kan hücrelerinin de etkilenmesi sonucu bulaşıcı hastalıklara, kanamalara ve anemiye karşı yatkınlığı arttırıcı etki gösterir. Bu nedenle hastaya kemoterapi tedavisine ek olarak antibiyotik ilaçlar ve gerekirse kan transfüzyonu ve diğer kan ürünlerinin nakli de gerçekleştirilebilir.

Antibiyotiklere ek olarak, mantar tedavisi, bulantı önleyici antiemetik etkili ilaçlar da hastaya gerekli durumlarda hekimler tarafından reçetelendirilebilen ilaçlar arasında yer alır.

KML hastalarında imatinib etken maddeli tirozin kinaz inhibitörü ilaçlar, mutasyona uğramış gen ve ürünlerine karşı etki göstererek devrim niteliğinde bir tedavi planının doğmasını sağlamıştır. Bu ilaçların bir diğer önemli özelliği de kemoterapi ilaçlarına göre daha az yan etkiye sahip olmalarıdır.

Akut ve kronik lösemiler birçok türde kan hastalığını bünyesinde barındıran karmaşık tanı ve tedavi aşamalarına sahip rahatsızlıklardır. Tanı ne kadar erken gerçekleştirilirse tedavinin etkinliğinin de o kadar yüksek olması sebebiyle bu rahatsızlıklar konusunda bilinçlenmek önem arz eder. Her ne kadar yıllar ilerledikçe yeni tanı ve tedavi yöntemleri ışığında ölüm oranlarında azalma ve sağkalım oranlarında bir artış söz konusu olsa da lösemi hastalığı hayatı tehdit edici olması nedeniyle dikkat edilmesi gereken rahatsızlıkların başında gelir.

1975 yılında lösemili kişilerde 5 yıllık kanserden sağkalım oranı %30 civarındayken, günümüzde bu oran %60’ın üzerine çıkmıştır. Bunun en büyük sebebi farkındalık ve erken tanıdır. Bu nedenle kendinizde ve çevrenizdeki kişilerde lösemiye ait belirtilere rastlarsanız en yakın sağlık kuruluşlarına başvurarak uzman hekimlerden yardım almayı ihmal etmemeniz önerilir.

Kemik Kanseri Nedir? 

Kemik kanseri iskelet sisteminde gelişip burada doku tahribatı yapan kötü huylu tümörlerdir. Kemik ya da eklem kıkırdağında başlayan kanserlere primer kemik kanseri denir. “Primer kemik kanseri” terimi, vücudun başka bir yerinde başlayan ve kemiğe yayılan (metastaz) kanserleri kapsamaz. Bu tür kanserler, kemiğe metastaz yapmış meme kanseri gibi başladığı organ ya da dokuya göre adlandırılır. Bunlara ayrıca sekonder kemik kanseri de denir. Bununla birlikte kemik kanseri denildiğinde sadece primer kemik kanserlerinin kastedildiği akıldan çıkarılmamalıdır. Kemik kanseri için olağan tedavi yöntemi cerrahidir. Erken tanı ve tedaviyi takiben sıklıkla olumlu sonuçlar elde edilebilir.

Kemik Kanseri Neden Olur?

Çoğu durumda, bir kişinin neden kemik kanseri geliştirdiği bilinmez. Bununla birlikte kemik kanseri riskinde artışa neden olan bazı faktörler vardır. Bu faktörlerden bazıları şu şekilde sıralanabilir:

  • Başka bir nedenle daha önceden radyoterapi almış olmak
  • Kemik yenilenme döngüsünde bozukluk ile karakterize bir hastalık olan kemiğin paget hastalığına sahip bireyler
  • Li-Fraumeni sendromu adı verilen nadir bir genetik rahatsızlığı olan kişiler – bu hastalarda normalde kanserli hücrelerin büyümesini baskılayan bir gende mutasyon vardır.
  • Çocukluğunda retinoblastom adı verilen göz kanserine yakalanan kişilerin kemik kanseri geliştirme olasılığı daha yüksektir. Bunun nedeni aynı kalıtsal hatalı genin her iki durumdan da sorumlu olması olabilir.
  • Araştırmalarla, göbek fıtığı ile doğan bebeklerin Ewing sarkomu türünde kemik kanseri geliştirme olasılığının 3 kat daha fazla olduğu bulunmuştur.

 

Kemik Kanseri Belirtileri Nelerdir? 

Ne yazık ki kemiğin kötü huylu tümörleri genellikle geç keşfedilir çünkü semptomlar sıklıkla belirsizdir. Kemik kanseri ağrı ve şişlik ile karakterizedir. Her iki belirtinin de spor yaralanması, kemik iltihabı gibi çok sayıda başka nedeni olabilir. Çoğu zaman, çocukları bacak veya kol ağrısından şikâyet eden ebeveynler öncelikle bunun büyüme ve gelişmeye bağlı olduğunu düşünürler. Ancak büyümeye bağlı gelişen ağrılar genellikle sadece geceleri görülürken, kötü huylu kemik tümörlerinin semptomları devamlı olarak artar ve gün boyunca devam eder. Bu sebeple gün içerisinde sürekli kemik ağrısı çeken bireyler derhal bir doktora görünmelidir. Kemik kanseri belirtileri arasında en yaygın görülenleri şu şekilde sıralanabilir:

  • Zamanla kötüleşen ve geceleri de devam eden sürekli kemik ağrısı
  • Etkilenen bölge çevresinde şişme, kızarıklık ve hassasiyete neden olan iltihap
  • Etkilenen kemik ekleme yakınsa harekette kısıtlılık
  • Kemiklerde normalden daha kolay kırılmalara yol açan zayıflama
  • Kemik üzerinde belirgin bir yumru
  • Yorgunluk
  • İstemsiz kilo kaybı

Kemik Kanseri Türleri 

Kemik kanserleri, kanserin başladığı hücre tipine göre alt tiplere ayrılır. En yaygın kemik kanseri türleri şunlardır:

  • Osteosarkom: Osteosarkom en yaygın rastlanan kemik kanseri türüdür. Osteoblast olarak da adlandırılan kemik hücrelerinden köken alır. Bu grup tümörlerde kanserli hücreler kemik dokusu üretir. Çoğunlukla çocuklarda ve genç yetişkinlerde, bacak veya kol kemiklerinde ortaya çıkar. Nadir durumlarda, osteosarkomlar kemik dışındaki başka dokularda da görülebilir. Bunlara ekstraskeletal osteosarkomlar denir. Aşırı kemik büyümesi ile karakterize bir hastalık olan kemiğin paget hastalığına sahip olanlarda osteosarkom riski artmıştır.
  • Kondrosarkom: Kemik kanserinin ikinci en yaygın şeklidir. Bu tümörler eklem kıkırdağında başlayıp kemiğe sıçrar. Kondrosarkomda kanserli hücreler kıkırdak dokusu üretir. Genellikle orta yaşlı ve yaşlı erişkinlerde leğen kemiği, bacaklar veya kollarda görülür.
  • Ewing sarkom: Bu grup tümörler en yaygın olarak çocukların ve genç yetişkinlerin leğen, bacak veya kol kemiklerinde ortaya çıkar. Kemik dışında ayrıca yağ, kas veya kan damarları gibi yumuşak dokularda da gelişebilir.

Kemik İliği Kanseri Nedir?

Kemiğin ortasında bulunan süngerimsi yapıya kemik iliği denir. Kemik iliğinde ortaya çıkan kanserler, iskelet sisteminde kemik ağrısı, kemiklerde kolay kırılma gibi kemik kanserleriyle benzer belirtilere yol açar. En sık görülen kemik iliği kanseri türü olan multipl miyelom bir veya daha fazla kemik lezyonuna yol açabilen bir kan kanseri türüdür.

Kemik Kanseri Tedavisi Nasıl Yapılır? 

Kemik kanserinde tercih edilen tedavi tipi çeşitli faktörlere bağlıdır. Bu faktörler şunlardır:

  • Kemik kanseri türü
  • Kanserin vücuttaki yeri
  • Kanserin ne kadar agresif olduğu
  • Yayılıp yayılmadığı

Kemik kanseri tedavisinde tercih edilen yöntemler şunları içerir:

  • Cerrahi tedavi: Cerrahi tedavi ile kanser ve onu çevreleyen kemik dokusunun çıkarılması amaçlanır. Kemik kanseri için tercih edilen en yaygın tedavi şeklidir. Tam bir tedavi için cerrahi yolla kanserli hücrelerin tamamen çıkarılması gerekir. Kanser dokusunun bir kısmı çıkarılamazsa kitle büyümeye ve nihayetinde yayılmaya devam edebilir. Bu durumda radyoterapi gibi ek tedaviler gerekli olabilir. Ekstremite koruyucu cerrahi veya ekstremite kurtarma cerrahisi, uzvun kesilmesine gerek kalmadan cerrahi müdahalenin yapılması anlamına gelir. Bununla birlikte, işlemden sonra kişinin ilgili kol ya da bacağını tekrar kullanabilmesi için rekonstrüktif cerrahiye (düzeltme ameliyatı) ihtiyacı olabilir. Bu amaçla, çıkarılan kemiğin yerini doldurmak için vücudun başka bir kısmından alınan kemik veya yapay bir kemik kullanılabilir. Fakat bazı olgularda ekstremite koruyucu cerrahi ile kanserli dokuyu tamamen çıkarmak mümkün olmaz. Bu durumda kanserli uzvun kesilmesi gerekebilir. Bununla birlikte cerrahi yöntemler geliştikçe bu durumla giderek daha nadir karşılaşılmaktadır.
  • Radyoterapi: Radyoterapi birçok kanser türünün tedavisinde yaygın olarak kullanılır. Bu yöntemde yüksek enerjili X-ışınları ile kanser hücreleri hedeflenir. Radyoterapi, cerrahiye ek olarak verilebileceği gibi, cerrahi gereksinimi olmayan hastalara tek başına da verilebilir. Ewing sarkomunun standart tedavisidir. Diğer kemik kanserlerinde ise kombinasyon tedavisinin parçası olarak verilir. Kombinasyon tedavisi, başka bir tedavi türüne ek olarak radyoterapi verilmesidir. Bu yöntemin bazı durumlarda daha etkili sonuçları olabilir.
  • Kemoterapi: Kanser hücrelerini yok etmek için güçlü ilaçların kullanılmasını içerir. Eving sarkomu olan veya yeni bir osteosarkom tanısı alan hastalara genellikle kemoterapi tedavisi verilir. Ayrıca kemoterapi ve radyoterapi birlikte de tercih edilebilir.
  • İmmunoterapi: İmmunoterapi, kanser hücrelerinin büyümesine neden olan bir molekülü hedef alan ve onunla etkileşime girerek etki gösteren ilaçların kullanıldığı tedavi şeklidir. Osteosarkomlu hastalarda kullanılabilen bir yöntemdir ve hastaya diğer tedavi seçeneklerine ek olarak verilebilir.

avcılar escort antalya escort ataköy escort ataşehir escort avrupa yakası escort bahçelievler escort bahçeşehir escort bakırköy escort beşiktaş escort beylikdüzü escort bodrum escort bursa escort eskişehir escort etiler escort fatih escort gaziantep escort halkalı escort izmir escort izmit escort kadıköy escort kartal escort kayseri escort kocaeli escort konya escort kurtköy escort kuşadası escort maltepe escort mecidiyeköy escort mersin escort pendik escort samsun escort şirinevler escort şişli escort taksim escort ümraniye escort denizli escort diyarbakır escort istanbul escort nişantaşı escort

YASAL UYARI : Site içeriğinin kaynak ve link belirtilmeden yayınlanması yasaktır.