‘KIYIYA YAKIN İNSANLARIN SÜRÜKLER’
Tsunamiyle ilgili birçok adım atılması gereken konu olduğunu belirten Oruç, şöyle konuştu: “Marmara Denizi’nde olursa ortalama 1 metrelik bir dalga yüksekliği, kıyıya doğru 50 metre ile 100 metre arasında bir mesafede su kütlesinin gelmesine neden olabilir. Bu ölçekte bir tsunami bile kıyıya yakın olan araçları, insanları, canlıları çekip, açık denizlere doğru sürükleyebilir. Bundan kurtulmak mümkün değildir. Bunu açıkça söylemek lazım. Bununla ilgili birçok adım atılması lazım. Bu adımlardan biri Büyükçekmece’de bulunan istasyonun kurulmasıydı fakat sadece istasyon kurulumu yetmiyor. İnsanların tsunamiye karşı davranış ve tepkilerinin doğru kurgulanması lazım. Bu kurgular içerisindeki en önemli şey, kaçış güzergahlarını belirlemek ve bununla ilgili uyarı levhaları asmaktır. Bu yapıldı.”
‘TATBİKAT YAPMAK GEREK’
Kaçış güzergahları ile insanların yükseklere doğru kaçışlarının planlanması gerektiğini kaydeden Prof. Dr. Oruç, “Ama insanlarımızda tsunami tehlikesine karşı nasıl davranacakları hususu şu anda eksik. Dolayısıyla burada risk planlandı, ama insanların davranış ve tepkileri planlanmadı. Bunun için de bolca tatbikat yapmak gerekiyor. Özellikle kıyılarda yaşayan insanların bu tatbikatlardan yararlanması lazım. Belirli zaman aralıklarında, bunlar canlı tutularak birbirini ezmeden, birbirine zarar vermeden, olabildiğince geniş kaçış güzergahları ile insanların yükseklere doğru kaçışlarının planlanması lazım. Bu önemli. Sadece tek bir istasyon tabi ki yetmeyecektir. Sayılarının artırılması gerekecek. Ege bölgesindeki körfez bölgelerinde bu istasyon kurulumlarının çok parametreli ölçümlerle yapılması lazım” dedi.